- Turgay ALTAY
- 12 Oca
- 5 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 Oca
CEZA HUKUKUNDA GEÇMİŞE YÜRÜME YASAĞI
GİRİŞ
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 2. maddesiyle güvenceye alınan hukuk devleti ilkesinin korunması için hukuk güvenliğinin sağlanması gerekir. Kanuna karşı olan itimadın korunması, kanunların keyfi uygulanmasına karşı bireyleri korumak ve hukuka duyulan güvenin sarsılmaması için kanunların geriye yürümeyeceği esası kabul edilmiştir. Geçmişe yürüme yasağı, bireylerin işlemiş oldukları fiillerden dolayı fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olmayan daha ağır bir cezai yaptırımdan koruyan bir ilkedir. Bu ilke, hukuki güvenlik, belirlilik ve adalet ilkesinin görünümüdür.
1- CEZA KANUNLARININ ZAMAN BAKIMINDAN UYGULANMASI
Geçmişe yürüme yasağı, işlendiği zaman içerisinde yasal yaptırımı olmayan fiilin yeni çıkan bir kanun ile geçmişe etkili olarak yaptırıma tutulamayacağını, aynı şekilde yaptırıma tabi bir eylemin yeni çıkan bir kanunla daha ağır bir yaptırıma tabi tutulamayacağını ifade eder. Bu yasak kanunilik ilkesinin bir sonucudur. Geçmişe yürüme yasağı, ceza kanunlarının zaman bakımından uygulanma alanının belirlenmesi ile ilgilidir.
Ceza kanununun zaman bakımından uygulanma alanı, kanunun hangi andan itibaren uygulanacağına ilişkin hukuki yaklaşımları kapsar. TCK’ya göre “fiilin işlendiği zaman kanunu” esas alınır. Buna göre yürürlükte olan kanun uyarınca cezai yaptırım uygulanacaktır.
Kanunların uygulanmasında geriye yürüme, derhal uygulanma, ileriye yürüme ilkeleri yön vermektedir. Bir kanun yürürlüğe girmesinden önceki işlenmiş fiillere ve olaylara uygulanıyorsa, kanunun geriye yürümesinden söz edilir. Yürürlüğe girdiği andan itibaren etkili olması öngörülen kanunlar için derhal uygulanması ilkesi söz edilir. Eğer bir kanun yürürlükten kalkmış olmasına rağmen yürürlükte bulunduğu zaman içerisinde işlenen fiiller için uygulanmaya devam ediyorsa kanunun ileriye yürümesi söz konusudur. TCK Madde 7 uyarınca belirli koşullarda bu ilkelerin uygulanabileceği söylenebilir.
2- FİİLİN İŞLENDİĞİ ZAMANIN KANUNUNA TABİİ OLANLAR
TCK’nın 7. maddesinin ilk cümlesi “işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz” şeklindedir. Benzer bir hüküm ise Anayasa 38. Maddesinde “Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” şekliyle bulunmaktadır. Bahsedilen bu hükümlere göre ceza kanunlarının geçmişe yürümeyeceği ifade edilmektedir. Geçmişe yürüme yasağı kanunilik ilkesinin doğal bir sonucudur. Geçmişe yürüme yasağının altında temel hak ve özgürlükler ile suç siyasetinin kanuni sınırlandırmalar mülahazatı bulunmaktadır.
Ceza kanunlarının geçmişe yürütülmesi yasağı, bir fiilin daha sonra çıkan kanun ile cezalandırılmasını engelleme amacı taşımaktadır. Bir fiil ancak işlendiği zaman suç olarak düzenlenmişse cezalandırılabilecektir. İşlendikten sonra suç olarak düzenlenen bir fiil için kanun geçmişe yürütülerek fail cezalandırılamayacaktır. Yeni suç yaratan veya mevcut cezayı arttıran düzenlemeler ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonra etkili olabilecektir.
TCK madde 7/3 “Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin hükümler, derhal uygulanır.” Hükümde geçen istisnalar dışında infaz rejimine ilişkin yasa değişiklikleri yürürlülüğe girdikleri andan itibaren ilişkili oldukları durumlar için, suçlunun lehine olsun veya olmasın derhal uygulanır. Geçmişe yürüme yasağı burada etkili olmayacaktır.
3- FAİLİN LEHİNE OLAN KANUNUN GERİYE YÜRÜMESİ
Ceza kanunlarının geriye yürümesinin bir istisnası vardır ki bu da failin lehine olan kanunun yasal olarak geriye yürüyebilmesidir. Geçmişe yürüme yasağı faili koruyan bir hükümdür. Bu sebeple bu yasak, failin zararına olan durumlarla sınırlıdır. Failin lehine çıkan bir yasa ise geçmişe etkili olacaktır. TCK madde 7/1’de bu durum şöyle açıklanmaktadır “İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar”. TCK madde 7/2 ise “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” şeklinde belirtilerek lehe çıkan yasanın geçmişe etkili olacağı açıklanmıştır.
İşlendiği zaman bakımından suç sayılan bir fiil daha sonra çıkacak bir kanun ile suç olmaktan çıkmışsa, fail lehine bir durum meydana geleceğinden, yeni yasal düzenleme geçmişe yürütülecek, fail hakkında ceza ve güvenlik tedbirine hükmedilememesi yasal güvenceye alınacaktır. Aynı zamanda daha sonra yürürlülüğe giren kanun bir suçun unsurlarında ve cezasında failin lehine değişiklik yapmışsa yürürlüğe girmesinden önceki fiillere de etkili olacaktır.
İşlendiği zaman içerisinde suç olarak düzenlenen fiil, suç tarihinden daha sonra çıkacak yasa ile suç olmaktan çıkmışsa, eski kanun ile verilen kesin hükme de etki edebilecektir. TCK madde 7/1 “böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar” denilerek bu durum açıklanmıştır. Yeni çıkan yasa sadece infazı sona erdirmemekte ayrıca mahkumiyetin sonuçlarını da kaldırmaktadır. Örnek olarak belli hakları kullanmaktan yoksun bırakma tedbiri son bulacak bu suçun mahkumiyetine ilişkin arşiv ve sicil kayıtları talep olmaksızın silinecektir.
4- LEHE OLAN KANUNUN BELİRLENMESİ
TCK’nın 7/2’ye göre “Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur.” Bu madde ile öncelikle, “Suç olarak düzenlenen kanun ile sonradan çıkan yeni kanunlardan hangisi failin lehine bir hukuki durum yaratmaktadır?” sorusunun cevabının tespiti gerekmektedir. Eğer yeni çıkan yasa, bir fiili suç olarak düzenlemekten çıkarmışsa bu yasanın failin lehine olduğu aşikardır. Bu durum TCK Madde 7/1’de “İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanuni neticeleri kendiliğinden kalkar.” hükmüyle açık şekilde belirtilmiştir. Maddenin 2. fıkrası bir fiili suç olarak düzenleyen yeni ve eski yasa içeriğiyle ilgilidir. Bu yasal düzenlemeler, failin lehine hukuki durum yaratan yasanın belirlenip uygulanmasını gerektirmektedir.
Lehe olan yasanın belirlenmesi hususunda 5252 sayılı TCK Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanununun 9. maddesinin 3. fıkrasında bir hüküm bulunmaktadır. Buna göre, failin “leh(in)e olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.” Bu kanuna göre önceki ve sonraki kanun olaya ayrı ayrı uygulanacak ve sonuçlar karşılaştırılarak lehe olan kanun uygulanacaktır. Her iki kanunun karma uygulanması mümkün değildir.
5- GEÇİCİ VEYA SÜRELİ KANUNLARIN İLERİ YÜRÜMESİ
Eğer bir kanunda ne kadar yürürlülükte kalacağı belirtilmişse bu kanuna “süreli yasa” denilmektedir. Örneğin kanun metninde iki yıl yürürlülükte kalacağı belirtilmişse bu, süreli yasadır. Geçici kanunlar ise yürürlülüğü bağlı oldukları bir olayın devam ettiği süre ile sınırlıdır. Yani bu kanunların yürürlülükleri fiilen sürelidir. Örneğin olağanüstü hal devamı süresince yürürlülükte kalan kanun geçici kanundur.
TCK’nın 7/4 uyarınca “geçici veya süreli kanunların, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmasına devam edilir.” Bu hüküm geçici ve süreli kanunların ileriye yürümesi ile ilgilidir. Bu kanuna göre yürürlükten kalkan bir süreli veya geçici kanunun uygulanmasına devam edileceği öngörülmüştür. Çünkü bu kanunlar suç siyasetinde yapılan bir değişiklik nedeniyle değil, çıkarılmasına sebep olan fiili durumun değişikliği ile ortadan kalkmaktadır. Bu kanunlar nezdinde “failin lehine olan kanun geçmişe yürür” ilkesi geçerli olmayacaktır.
SONUÇ
Ceza hukukunda geçmişe yürüme yasağı, hukuka duyulan güvenin korunması ve adalet kavramının tesisi için büyük önem arz etmektedir. Bu ilke bireylerin işledikleri fiillerden dolayı sonradan yürürlüğe giren daha ağır cezai yaptırımlara tabi tutulmalarını engelleyerek hukukun güvenilirliğini sağlar. Anayasa ve TCK’da açıkça düzenlenen bu ilke uluslararası hukukta önemli bir konuma sahiptir. Geçmişe yürüme yasağı, bireylerin temel haklarını koruma ve ceza hukukunun insancıl bir yaklaşımla uygulanmasını temin etme açısından vazgeçilmezdir.
Yorumlar